Çalışma hayatının yeni bir kavramı olarak karşımıza çıkan ‘’sessiz işten çıkarma’’yı kısaca tanımlamak gerekirse; personele terfi ya da zam vermeden, daha yetersiz işlere kaydırmak ve bununla birlikte gelişimini engellemek, bir noktada liderlik fırsatına imkan vermemek anlamına gelir. Yapılan araştırmalara göre çalışanların büyük bir çoğunluğu daha önce sessiz işten çıkarmaya şahit olduğunu söylüyor.
Sessiz İşten Çıkarma Nedir?
Sessiz istifayı hatırlatan sessiz işten çıkarma terimi çalışandan ziyade işverenle alakalı bir süreç olarak karşımıza çıkıyor. İşverenin çalışanı sürekli kontrol altında tutması, kariyerine engel olacak şekilde baskılaması, gelişimine fırsat vermemesi personeli işten çıkarmaya davetiye hazırlıyor. Tabii bu sürecin her ne kadar işveren ile alakalı olduğunu dile getirsek bile çalışana da böyle bir durumla karşılaştığında bazı sorumluluklar düşüyor. Öncelikle eğer şirket geliştirmesi gereken kaslar ile alakalı geri bildirimde bulunuyor ve çalışanından beklentilerini açıkca dile getiriyorsa personelinde aynı doğrultuda bu beklentilere karşılık vermesi ve dikkate alması gerekiyor. Aksi takdirde şirket personelinden beklediği verimi göremiyor ve bir noktada umudunu yitiriyor.
Sessiz İşten Çıkarma Ne Zaman Ortaya Çıktı?
Sessiz istifanın iş hayatında yankıları devam ederken sessiz işten çıkarma ne zaman ortaya çıktı, aslında iş verenler için bu kendilerini bir koruma biçimi miydi? İlk defa 24 Ağustos tarihinde hayatımıza giren bu deyim aslında işverenlerin çalışanlarını işten çıkarmaya yönelik attığı gizli adımlar olarak karşımıza çıkıyor. Personelin verimliliğini düşürecek davranışlar sergilemesi ve etki alanını kısıtlayarak istifaya yönelmesi olarak açıkladığımız bu durum, işyerindeki dengelerede oldukça etki ediyor.
Sessiz İşten Çıkarma Nasıl Anlaşılır?
Peki bir çalışan sessiz işten çıkarmanın nasıl farkına varır? Bunun cevabını aşağıdaki maddelerle açıklayabiliriz;
- Çalıştığı kurumda uzun süredir terfi ya da zam alamamak.
- Sorumlulukları dışında az deneyim gerektiren ve yetkinliğinden az görevlere atanmak.
- Gelişimine açık olmamak ve liderlik için gerekli fırsatların oluşturulmaması.
- Konuşmak ve danışmak istediği konularda yöneticinin çalışan ile iletişime geçmemesi.
- Uygun olmayan bir performans planına tabi tutulması.
- Yeni projelerde çalışma fırsatı verilmemesi.
Maddelerle kısaca açıkladığımız durumlar aslında sessiz işten çıkarmanın habercileridir. Bununla beraber yine gündeme gelen bir diğer konu ise; sessiz istifa ve sessiz işten çıkarma arasında bir bağ var mı, varsa nasıl bir bağ var? Çalışanların başlatmış olduğu, zihinsel ve bedensel sağlığa dikkat çekmeye yönelik bir hareket olan sessiz istifa personelin iş hayatında belli kalıpları reddetmesi ve sorumluluklarını yerine getirmemesi anlamını taşıyor. Sessiz işten çıkarma ise bunun tam tersine işaret ederek işverenin yukarıdaki maddeleri uygulayarak çalışanının verimini düşürmesi olarak görülüyor. Her iki konuda her ne kadar farklı taraflar üzerinden ele alınsa bile aslında sonuçları iş yönetim sürecinde olumsuzluklar doğuruyor. Şirketler personellerinden yeteri kadar verim alamıyor, çalışanlar ise iş yeri için gerekli özveride bulunup işini ve kendilerini geliştiremiyor. Yakın zamanda yapılan araştırmalara göre; çalışanların alışkanlıklarının değiştiğini, artık iyi bir maaşın iş yerinde kalmak için bir sebep olmadığını, başarı anlamında tatmin olmayan çalışanların uzun vadede iş yerlerinde kalmadığını bize gösteriyor. Aynı şekilde şirketler içinde artık sadece görevini yerine getiren personellerden ziyade yeni fikirler üreten, günceli takip eden ve sürekli kendini geliştiren çalışanlarla daha iyi çalıştığını görüyoruz. Peki sessiz işten çıkarma mobbing ya da işyeri zorbalığı anlamına mı geliyor? Uzun süredir çalışma hayatında sıklıkla duyduğumuz mobbing kelimesi aslında; çalışanların işverenler tarafından yaptıkları iş hakkında zorbalığa uğramaları anlamına geliyor. Fakat sessiz işten çıkarma diğer bir deyimle sessiz ateşleme her zaman bu denli sert şekilde karşımıza çıkmayabiliyor.
Sessiz İşten Çıkarma Sürecinde Olduğunuzu Anladığınızda Ne Yapmalısınız?
Sessiz işten çıkarmanın asıl temel nedenini zayıf iletişim şekli olduğunu asla unutmamalısınız. İyi niyetli olsun ya da olmasın yöneticinizin size karşı olan tutumundan şikayetçiyseniz mutlaka iletişime geçmeli ve rahatsız olduğunuz noktaları dile getirmelisiniz. Aksi takdirde mutsuz ve dengeli bir iletişimin olmadığı ortamda çalışmaya devam etmek performansınızı daha kötüye götürecektir. Çalışan haklarınızı, terfi ile zam prosedürlerine çok iyi hakim olmanız ve gerekli noktalarda profesyonel destek almanız gerekiyor.
Sessiz İşten Çıkarmanın Şirketler İçin Zararları Nelerdir?
Sessiz işten çıkarmanın etkileri hem şirketler hem de çalışanlar için ciddi ve kalıcı olabilir. Şirketler böyle bir duruma maruz kalan çalışanlarını gördüklerinde mutlaka olaya müdahale etmelidir. Gerekli noktalarda yöneticilerine yapıcı ve kriz konuşmaları konusunda eğitim desteği sağlamalı, danışmanlık şirketlerinden yardım almalıdır. Bu sayede şirketler çalışanları ile güvene dayalı kalıcı ilişkiler kurabilir. Açık ve şeffaf diyaloglar şirket ile çalışan arasında önemli bağ kuracaktır. Bu da en nihayetinde yine şirketin menfaatine olan bir yaklaşım olacak ve çalışanların aidiyet duygusunu geliştirecektir. Aksi takdirde sessiz ateşleme ya da sessiz istifa sayısı arttıkça personeller arasında bir domino etkisi oluşacak ve şirketin genel performansına da olumsuz etki edecektir.