Pandeminin başlamasından bu yana dünyada birçok çalışan işten ayrılma ya da sektör değiştirme kararı aldı. En nihayetinde kriz ortamının tetiklediği bu istifalar ilk zamanlar dikkat çekmese bile Amerika verilerine göre; 2021 Nisan ayında sadece perakende sektöründe 650 bin işçi, işi bırakma kararı aldı. İstifaların ve sektör değiştirmelerin bu kadar çok arttığı bir dönemde iş hayatına bunun yanında yeni bir tanım daha girdi ‘’sessiz istifa’’… Peki dünya genelinde ve ülkemizde sıkça duyduğumuz sessiz istifa nedir, nasıl hayatımıza girdi, çalışanlar ve işverenler için nasıl sonuçlar doğuruyor?
Sessiz İstifa Nedir?
Öncelikle sessiz istifa nedenleri nelerdir bunun kısaca cevabını verelim. Tükenmişlik sendromu yaşamak, istifa eden personelin yerine fazla efor sarfederek çalışmak ya da çalıştığı yerde hak ettiği değeri görmediğini hissetmek ile başlayan sessiz istifa süreci çalışanlar için kulağa hoş gelse de hem çalışanın kariyeri için kötü sonuçlar doğurmakta hem de şirketin genel verimliliğini düşürmektedir. Daha detaylı inceleyecek olursak; personelin istifasını vermeden kendi inisiyatifi içerisinde çalışma yükünü azaltıp, belli başlı görev tanımının dışına çıkmadan çalışmalarını minimalize etmesi olarak açıklanabilir.
Sessiz İstifa Nasıl Anlaşılır?
Sessiz istifa akımı dünyada popüler bir akım olarak gözükse de çalışanlar ve şirketler için olumsuz sonuçlar doğuran bir çalışma şekli olarak karşımıza çıkıyor. Peki sessiz istifa hem çalışan hem de şirketler için nasıl anlaşılır ve sessiz istifa nasıl önlenir? Sessiz istifa kesinlikle görevinden istifa etmek değildir. Özünde çalışanın asgari düzeyde görevlerini yerine getirmesi ve diğer sorumluluklarını reddetmesidir. Düşük verimle çalışan, yeni fikirler sunmayan ve yukarıda belirttiğimiz gibi görev tanımında yer alan maddeler dışında hiçbir görevi kabul etmeyen personellerin hepsi için ‘’sessiz istifa’’ çanları çalıyor diyebiliriz. Ama tabii bu çalışma şeklini engellemek mümkün. Aslında bu sürecin iki taraflı bir süreç olduğunu bilerek hareket etmek empati kavramını çalışan ve işveren arasında doğru noktalarda kullanmak gerekiyor. Genel olarak işleyişe baktığımızda çalışan ve işveren arasında kazan & kazan ya da kaybet & kaybet şeklinde iki tarafı da tetikleyen ilişki türünü görürüz. Bu yaklaşımdan uzaklaşmak, şirketlerin başarıyı hem maddi hem de manevi yönden destekliyor olması ve iyileştirilmiş şartları sağlaması sessiz istifanın önüne geçebilecek öncelikli maddelerdir. Bu koşullar altında başarıya odaklanıp, yeni fikirler üretmesi ve şirketin değerlerini göz önünde bulundurarak hareket etmesi sürecin en başarılı şekilde geçmesini sağlayacaktır.
Sessiz İstifanın Nedenleri Nelerdir?
Bu süreçte farklı bir konu daha gündeme geliyor; çalışanlar neden istifa yerine sessiz istifayı tercih ediyor?
- Kendi konfor alanından çıkmak istememek.
- Ekonomik kaygıların sonucunda oluşan maddi düşünceler.
- İstifa edildiği takdirde tazminat alamama korkusu.
- Ailenin ve çevrenin yapmış olduğu baskılar.
- Çalışan için istifanın bir başarısızlık göstergesi olması.
İstifa etmek yerine farklı bir yol olan sessiz istifayı tercih etmenin öncelikli sebeplerini bu şekilde sıralayabiliriz.
Sessiz İstifa Z Kuşağının Bir Özelliği mi?
Sosyal medyanın oldukça fazla kullanılması beraberinde getiren akımları ve kişiler arasındaki etkileşimi arttırıyor. Özellikle Z kuşağı olarak adlandırılan 1996 ve 2009 yılları arasında doğanların iş hayatında aktif rol almaya başlaması sebebiyle çalışma hayatında bazı dengeleri oldukça değiştirdi. Z kuşağının temel özelliklerine bakıldığında; sabırsız, daha az çalışmak isteyen ve maddi anlamda daha güçlü olmak isteyen bir nesil olarak değerlendiriliyor. Bu sebeple sessiz istifa Z kuşağı için daha da anlamlı bir hal alıyor. Günümüzde popüler bir terim olan sessiz istifa terimi ise özellikle yeni nesil kuşakta oldukça yaygın bir çalışma şekli olarak anlam buluyor.
İş yerlerine ve şirketlerine bağlı, departmanlarıyla ilgili ve iş hayatında hevesli olan çalışanlar şirket içerisinde yüksek performans gösteriyor ve şirket organizasyonunu ileriye taşıyor. Şirketlerine ve bulundukları konuma kendini bağlı hissetmeyen personeller ise ne yazık ki çalışmalarında gerekli olan enerjiyi harcamıyorlar ve gözlerden uzak, enerji gerektirmeyen, sorumluluklarını artırmayacak işleri üstlenmeyi tercih ediyorlar. Sessiz istifanın tanımı bu iki farklı iş yönetimi şeklinden ‘’bağlı olmayan çalışan’’ tanımlamasına uyuyor.
Sessiz İstifayı Şirketler Nasıl Değerlendirmeli?
Pandemi sonrasında değişen dünya düzeniyle beraber iş hayatında da kalıcı değişikliklerin meydana geldiğini biliyoruz. Özellikle ‘’pandemi sonrası’’ diye ayırdığımız bu dönem hem ‘’büyük istifa hareketi’’nin olduğu ve ‘’sessiz istifa’’nın yaygınlaştığı bir dönem. Şirketler, yeni iş süreçlerini tasarlarken çalışanlarını da bu sürece dahil etmeli ve şirket ile çalışan bağlılığını güçlendirmeli. Çalışanların bakış açıları bilmek, kurumsal kültürde aynı dili konuşabilmek hem çalışana cesaret verecek hem de işlerin daha verimli şekilde yönetilmesini sağlayacaktır. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi aslında bu durumun önüne geçebilmek için temel faktör ‘’empati’’ kurabilmekten geçmekte. Şirketlerin bu noktada üzerlerine düşen bir diğer büyük görev ise bu tarz durumların önüne geçebilmek adına mutlaka profesyonel destek almak. Çünkü sessiz istifa sadece çalışana değil şirketlere de uzun vadede zarar vermektedir.
Sessiz İstifa Oranlarının Artmaya Devam Etmesi Çalışma Hayatını Nasıl Şekillendirecek?
Yine şirketler tarafından akıllarda soru işareti yaratan bir diğer soru ise; sessiz istifa oranlarının artmaya devam etmesi çalışma hayatını nasıl şekillendirecek şeklinde karşımıza çıkıyor. Kısa vadede çalışanlar, şirket aidiyet duygusunu kaybetmekte ve kendini yenileyememekte… Bir şirket açısından oldukça mühim olan bu konular aslında şirketlerin tamamen performanslarını etkileyecektir. Bu sebeple şirketlerin önlemlerini en hızlı şekilde almaları ve çalışanlarının performanslarını besleyecek fikirler geliştirmeleri gerekmektedir. Gerektiği noktalarda gerek kendi içlerinde gerekse profesyonel hizmet veren insan kaynakları danışmanlık şirketlerinden destek almalıdır.